Present Continuous or Simple Present
Bu konuyu çalışmadan önce sitemizdeki Present Continuous Tense ve The Simple Present Tense konularını gözden geçirmenizi tavsiye ederim.
Şimdi konumuza geçelim. Aşağıdaki açıklamaları ve örnekleri inceleyelim:
1- Present Continuous Tense
(I am doing), konuşma zamanında veya o sıralarda meydana gelen olayları anlatmakta kullanılır.

* The water is boiling. Could you turn it off, please? (Su kaynıyor. Ocağı kapatabilir misin, lütfen?)
* Listen to those people. What language are they speaking? (Şu insanları dinleyin. Onlar hangi dili konuşuyorlar?)
* “Where is Ali?” “He’s playing tennis.” (“Ali nerede?” “O, tenis oynuyor.”)
* Ayşe is in Canada for three months. She’s learning English. (Ayşe, üç aydır Kanada’da. İngilizce öğreniyor.)
Simple Present Tense (I do), ise genelde veya devamlı bir şekilde olan olayları anlatmakta kullanılır.

* Water boils at 100 degrees Celsius. (Su 100 Santigrat derecede kaynar.)
* Excuse me, do you speak English? (Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz? – Biliyor musunuz anlamında.)
* Ali plays tennis every Sunday. (Ali, her Pazar tenis oynar.)
* What do you usually do on the weekend? (Hafta sonu genellikle ne yaparsın?)
* What do you do? (Ne iş yaparsın?, Mesleğin nedir?)
* Most people learn to swim when they are children. (Birçok insan yüzmeyi çocukken öğrenir.)
2- Present Continuous Tense
(I am doing), geçici bir durum için kullanılır.
* I’m living with some friends until I can find an apartment. (Bir daire bulana kadar bazı arkadaşlarla yaşıyorum.)
* Meryem usually has a summer job, but she isn’t working this summer. (Meryem genellikle yazın bir işte çalışır fakat bu yaz çalışmıyor.)
Simple Present Tense (I do), ise kalıcı bir durum için kullanılır.
* My parents live in Kastamonu. They have been there for 20 years. (Ane babam Kastamonu’da yaşıyorlar. Onlar 20 senedir oradalar.)
* Cemil doesn’t work during the summer. He always takes a long vacation. (Cemil yazın çalışmaz. Her zaman uzun bir tatile çıkar.)
- Bazı fiiller sadece simple tenseler ile kullanılır, continuous tenseler ile kullanılmazlar. Bunlara non-progressive verbs diyoruz. Bazı fiillerin de anlamlarına göre simple ya da continuous özelliği vardır. Örneğin; “I am knowing.” diyemezsiniz. Sadece “I know.” diyebilirsiniz. Aşağıda bazı istisnalar olmakla birlikte continuous tense ile kullanılmayan fiillerin bir listesi bulunmaktadır.
want: istemek | belong: ait olmak | suppose: zannetmek, sanmak |
need: ihtiyacı olmak | see: görmek, anlamak | mean: anlamına gelmek |
prefer: tercih etmek | hear: duymak | understand: anlamak |
like: sevmek | know: bilmek | remember: hatırlamak |
love: çok sevmek | realize: fark etmek, anlamak | forget: unutmak |
hate: nefret etmek | believe: inanmak | seem: görünmek, gözükmek |
İstisna olarak: have, sahip olmak anlamında; think, inanmak anlamında kullanıldığı zaman continuous tense ile kullanılmazlar.
* Do you like Rome? (Roma’yı seviyor musun?) – Are you liking? değil.
* He doesn’t understand the problem. (O, problem anlamıyor.) – He isn’t understanding, değil.
* These shoes belong to me. (Bu ayakkabılar bana ait.) – are belonging, değil.
* What do you think Ali will do? (Ali’nin ne yapacağına inanıyorsun?) =What do you believe Ali will do?
* Do you have a car? (Bir arabaya sahip misin?) – Are you having? değil.
Fakat: What are you thinking about? (Ne düşünüyorsun?) = Aklından ne geçiyor?
Önemli Not: Burada Türkçe çeviri yaparken Simple Present ile kurulmuş bazı cümleleri –yor şeklinde çevirmemiz kafanızı karıştırmasın. Türkçe’de kullanım tarzı öyle olduğu için çeviriyi de o şekilde yapıyoruz. Progressive Verbs ve Non-Progressive Verbs konusunda ayrı bir dosyada daha geniş bilgi vereceğim.
Bir sonraki dosyamızda görüşmek üzere. İyi çalışmalar…
Dosyayı PDF formatında aşağıdaki bağlantıdan indirebilirsiniz: