2017 2018 8. Sınıf İngilizce 6. Ünite Sözlük yazımızda 2017 – 2018 Eğitim Öğretim Yılı’nda 8. sınıflarda okutulan Moonlight ders kitabı, çalışma kitabı ve dinleme metinlerinde ADVENTURES ünitesinde geçen tüm kelimeleri alfabetik sıraya göre sözlük şeklinde derledik.
Aşağıda bir kısmını verdiğimiz 2017 2018 8. Sınıf İngilizce 6. Ünite Sözlük dosyamızı sayfa sonundaki bağlantıdan PDF formatında indirebilir ve kullanabilirsiniz.
Ben şahsen 4 sayfa olan 2017 2018 8. Sınıf İngilizce 6. Ünite Sözlük dosyasını, 2 sayfa ön tarafa, 2 sayfa arka tarafa denk gelecek şekilde 1 adet A4 sayfasına bastırıyorum ve öğrencilerime dağıtıyorum.
8. sınıf ile ilgili diğer paylaşımlarıma ulaşmak için TIKLAYINIZ.
2017 2018 8. Sınıf İngilizce 6. Ünite Sözlük dosyamız umarız ki sizler için faydalı olur.
2017 2018 8. Sınıf İngilizce 6. Ünite Sözlük
A
A: bir, herhangi bir (ünsüzlerden önce)
About: hakkında, yaklaşık
Above: yukarıda
Act out: (rol) canlandırmak
Active: aktif, etkin
Activity: aktivite, etkinlik
Actually: aslında
Admit: kabul etmek, itiraf etmek
Adrenalin: adrenalin
Adventure: macera
Afraid of: -den korkmak
After: sonra
Again: tekrar
Ago: önce
Air: hava
All over the world: tüm dünyada
All: hepsi, bütün, tüm
Also: aynı zamanda, ayrıca
Always: her zaman
Amazing: şaşırtıcı, hayret verici
Amusing: gülünç, komik
An: bir, herhangi bir (ünlülerden önce)
Ancient: antik, eski
And: ve
Answer (Fiil): cevaplamak
Answer (İsim): cevap
Any: hiç, herhangi bir
As … as: kadar ….
As: olarak, gibi, kadar, iken
Ashamed: utanmış, mahcup
Ask: sormak
At: -de, -da, -e, -a
Attend: katılmak
Australia: Avustralya
Autumn: sonbahar
B
Ball: top
Balloon: balon
Baseball: beyzbol
Be: olmak
Beautiful: güzel
Because of: sebebiyle, yüzünden
Because: çünkü
Bed: yatak
Before: önce, eskiden
Behind: arkasında
Believe: inanmak
Below: aşağıda
Best: en iyi
Between: arasında
Bit: biraz
Blank: boşluk
Boring: sıkıcı
Box: kutu
Boy: erkek çocuk
Bridge: köprü
Brief: kısa
Building: bina
Bungee jumping: bireylerin yüksek bir yerden (örneğin bir köprü) aşağıya atladıkları ve esnek bir halatla yukarı çekildikleri, heyecan verici bir etkinliktir.
Burning: yanan
Bush: çalılık
Business: iş
But: fakat, ama
Bye: hoşça kal
C
Camel: deve
Camp: kamp
Can: -ebilmek
Canoeing: kano sporu
Cappadocia: Kapadokya
Car: araba
Care: önemsemek
Careful: dikkatli
Carry: taşımak
Castle: kale
Cause: sebep olmak
Caving: mağaracılık sporu
Challenge: meydan okuma, zorlu iş
Challenging: zorlu, mücadeleci, uğraştırıcı
Check: kontrol etmek
Chimney: baca
Choose: seçmek
Civilization: medeniyet
Class: sınıf, ders
Clear: net, açık
Climb: tırmanmak
Close: yakın
Closed: kapalı
Coast: sahil, kıyı
Cold: soğuk
Collect: toplamak
Come true: gerçekleşmek
Come: gelmek
Compare: karşılaştırmak
Comparison: karşılaştırma
Compass: pusula
Complete: tamamlamak
Contestant: yarışmacı
Correct: doğru
Could: -ebilmek
Country: ülke
Cycle: bisiklete binmek
Cycling: bisiklete binme
D
Danger: tehlike
Dangerous: tehlikeli
Day: gün
Dear: sevgili
Definitely: kesinlikle
Describing: tanımlama, açıklama
Desert: çöl
Dialogue: diyalog
Dictionary: sözlük
Difference: fark
Different: farklı
Difficult: zor
Disappointing: heves kırıcı, hayal kırıklığına uğratan
Discover: keşfetmek
Discussion: tartışma
Dive: dalmak
Do: yapmak
Dolphin: yunus
Double-sided: çift taraflı
Down: aşağı
Dream: rüya, hayal
Drive: sürmek
E
Each other: birbirini
Each: her bir
Early: erken
Easy: kolay
Effort: çaba, gayret, efor
Egypt: Mısır
Either … or …: ya … ya …
Elephant: fil
Embarrassing: yüz kızartıcı, utandırıcı
Enjoy: hoşlanmak, zevk almak
Entertaining: eğlenceli, eğlendirici
Equipment: ekipman, malzeme
Etc. (et cetera): ve benzeri
Europe: Avrupa
Even: hattâ, bile
Ever: şimdiye kadar, hiç
Everybody: herkes
Everywhere: her yer
Example: örnek
Excellent: mükemmel
Excited: heyecanlı
Exciting: heyecan verici
Exhausted: yorgun, bitkin
Exotic: ilginç, garip
Experience: deneyim, tecrübe
Express: ifade etmek
Extreme sports: uç sporlar, tehlikeli sporlar
Extreme: aşırı uç, zorlu
Extremely: aşırı derecede, son derece
F
Fall: düşmek
False: yanlış
Fantastic: şahane, harika
Fascinating: büyüleyici, etkileyici
Fast: hızlı
Favourite: en sevilen, gözde
Fear factor: korku faktörü
Feel: hissetmek
Few: birkaç, az
Financial: mali, finansal
Find: bulmak
First: birinci
Float: süzülmek, uçmak
Fly: uçmak
Food: yiyecek, yemek
For now: şimdilik
For: için, -dır
Force: zorlamak, baskı yapmak
Forget: unutmak
Fort: hisar
Free time: boş vakit
Freedom: özgürlük
Friday: Cuma
Friend: arkadaş
Friendly: arkadaş canlısı, cana yakın
Frightening: korkutucu
From: -den, -dan
Fun: eğlence, eğlenceli
Funny: komik
G
Game: oyun
Gas: gaz
Get hot: ısınmak, sıcaklaşmak
Get up: yataktan kalkmak
Get: almak
Ghost: hayalet
Go around: gezinmek
Go: gitmek
Going to: -ecek, -acak
Good: iyi
Great: harika
Greetings: selamlar
Group: grup
Guess: tahmin etmek
H
Hang gliding: yelken kanat sporu
Happy: mutlu
Have a great time: iyi vakit geçirmek, çok eğlenmek
Have to: zorunda olmak
Have: sahip olmak, yemek, yapmak
Height: yükseklik
Hello: merhaba
Help: yardım etmek
Here: burada, buraya, burası
Hi: merhaba
High: yüksek
Hiking: doğa yürüyüşü
Hill: tepe
Historic: tarihî
History: tarih
Hole: delik
Holiday: tatil
Horse riding: ata binme, binicilik
Hot air balloon: sıcak hava balonu
Hot: sıcak
Hour: saat
How do you like it? – Sevdiniz mi? Hoşlandınız mı?
How far: ne kadar uzak
However: bununla beraber, fakat
Hungry: karnı aç
I
I hope: umarım
I think: bence, sanırım
Ice climbing: buz tırmanışı
Idea: fikir, düşünce
If: eğer
Imagine: hayal etmek, düşlemek
In fact: aslında
In: içinde, -de, -da, -e, -a
India: Hindistan
Inside: içeri, iç taraf
Instead: onun yerine
Interested in: ilgili olmak
Interesting: ilginç, ilgi çekici
Into: içine, -e, -a
Irregular: düzensiz
Island: ada
Italy: İtalya
J
Jeep: cip
Jogging: tempolu ve yavaş koşu
Journey: yolculuk, seyahat
July: Temmuz
Jump off: yüksekten atlamak
Jump: atlamak, zıplamak
Jungle: orman
Junkie: bağımlı
K
Kayaking: kayak teknesi ile yapılan spor
Key: anahtar
Kind: çeşit, tür
L
Lake: göl
Land: kara, arazi
Large: büyük, geniş
Last: geçen, son
Late: geç
Laugh: gülmek, kahkaha etmek
Learn: öğrenmek
Less: daha az
Let’s: hadi
Letter: mektup
Life: yaşam, hayat
Like: sevmek, hoşlanmak
Listen: dinlemek
Live (Fiil): yaşamak
Live (Sıfat): canlı
Look forward to: iple çekmek, dört gözle beklemek
Lose: kaybetmek
Lot: çok
Love: çok sevmek
Lovely: güzel, hoş
Lover: sever, âşık
M
Main: ana, asıl
Make: yapmak
Many: çok, birçok
Match: eşleştirmek
May: -ebilmek
Me: ben, beni, bana
Mean: anlamına gelmek, demek istemek
Meaning: anlam
Meet: karşılaşmak, buluşmak
Message: mesaj
Might: -ebilmek
Monday: Pazartesi
Money: para
More: daha, daha fazla
Morning: sabah
Most: en çok, çoğu
Motor racing: araba yarışı
Mount: dağ
Mountain biking: dağ bisikleti
Mountain: dağ
Much: fazla
Must: -meli, -malı (zorunluluk)
My: benim
N
Name: isim
Need: ihtiyacı olmak
Never: asla, hiç
No way: olmaz, asla, hiçbir şekilde
Nothing: hiçbir şey
Now: şimdi
Number: sayı, rakam
O
Object: nesne
Ocean: okyanus
Of: -in, -den
Often: sık sık
One-sided: tek taraflı
Only: sadece, tek
Open: açık
Opinion: fikir, düşünce
Option: seçenek
Or: veya, ya da, yoksa
Other: diğer, başka
Out: dışarı, dışarıda
Outside: dışarı, dışarısı
Over (bu ünitede): -in tarafına, -e doğru, üzerinde
Over the years: yıllar boyunca, senelerdir
P
Paddle: kısa kürek
Page: sayfa
Pair: çift, ikili
Parachute: paraşüt
Parachuting: paraşütçülük
Paragliding: yamaç paraşütü
Paragraph: paragraf
Parentheses: parantez
Pen-friend: mektup arkadaşı
People: insanlar
Person: kişi
Photo: fotoğraf
Phrase: ifade, tabir
Physical activity: fiziksel aktivite
Pick up: almak
Picture: resim
Place: yer
Plan: planlamak
Plane: uçak
Play: oynamak
Player: oyuncu
Point: nokta, puan
Pool: havuz
Popular: popüler, sevilen
Postcard: kartpostal
Prefer: tercih etmek
Preference: tercih
Prepare: hazırlamak
Pretty: oldukça
Progress: ilerleme
Psychological: psikolojik, ruhi
Put: koymak
Pyramids: piramitler
Q
Quad bike: atv olarak bilinen dört tekerlekli arazi aracı
Question: soru
R
Rafting: raft adı verilen botlarla (sallarla), tepesi yüksek nehirlerde yapılan bir nehir sporudur.
Read: okumak
Reality game show: sıradan insanların katıldığı yarışma programı
Really: gerçekten
Reason: sebep, neden
Related to: ile ilgili
Report: bildirmek, haber vermek
Response: cevap
Ride (Fiil): binmek
Ride (İsim): gezinti, tur, biniş
Risk: risk, tehlike
Risky: riskli, tehlikeli
Rock climbing: kaya tırmanışı
Rollerblading: tekerlekli patenle kayma
Rope: halat, ip
Rugby: ragbi
S
Sad: üzgün
Safari: vahşi yaşam alanlarına düzenlenen gezi
Safe: güvenli
Sail: yelkenliyle gitmek, denize açılmak
Sailing: yelkencilik
Same: aynı
Say: söylemek
Scary: korkunç
School: okul
Sea: deniz
See: görmek
Sentence: cümle
Share: paylaşmak
Shark: köpek balığı
Show: gösteri, program
Simple: basit
Since: -den beri
Ski: kaymak, kayak yapmak
Sky: gökyüzü, hava
Skydiving: hava dalışı, serbest paraşüt
Slow down: yavaşlamak
Small: küçük
Smile: tebessüm etmek
So (Bağlaç): bu yüzden
So (Cümle sonunda): öyle
So (Sıfattan önce): çok
So far: şimdiye kadar
Some: biraz, bazı
Something: bir şey
Soon: yakında, kısa zamanda
South: güney
Speak: konuşmak
Speed: hız
Spider: örümcek
Sport: spor
Start: başlamak
Statement: ifade, cümle
Stay: kalmak
Street: cadde, sokak
Strong: güçlü
Such as: gibi
Summer: yaz
Sunday: Pazar
Sure: emin, tabii ki
Surprising: şaşırtıcı
Swim: yüzmek
Switzerland: İsviçre
T
Table: tablo
Take a journey: yolculuk yapmak
Take care: kendine iyi bak
Take part in: -e katılmak
Take: almak
Talk: konuşmak
Team: takım
Tell: söylemek, anlatmak
Test: sınamak, denemek
Text: metin
Than: -den, -dan, -e göre, -mektense
That: o, şu
That’s all for now: şimdilik bu kadar
Their: onların
Them: onlar, onları, onlara
Themselves: kendileri
Then: sonra
There are: var
There is: var
There: oraya, orada, orası
These: bunlar
Thing: şey
Think: düşünmek
This: bu
Thrilling: heyecan verici
Through: -den, boyunca
Throw: atmak
Thursday: Perşembe
Tick: işaretlemek
Tiger: kaplan
Time: zaman, vakit, süre
Tiring: yorucu
To me: bana göre
To: -e, -a, -mek için
Today: bugün
Tomorrow: yarın
Too (Sıfattan önce): çok fazla, aşırı
Top: üst, en iyi
Topic: konu, başlık
Trace: iz
Travel: seyahat etmek
Trekking: doğa yürüyüşü
Trip: gezi, yolculuk
True: doğru
Try: denemek
Tuesday: Salı
U
Uncomfortable: rahatsız
Under: altında, altına
Underline: altını çizmek
Understand: anlamak
Unfortunately: maalesef
Unusual: olağandışı, alışılmadık
Up: yukarıda, yukarı
Us: biz, bizi, bize
USA: ABD
Use: kullanmak
Using: kullanarak
V
Venture: girişim
Verb: fiil
Very: çok
Visit: ziyaret etmek
Visual: görsel
Volcano: yanardağ, volkan
W
Walk: yürümek
Want: istemek
Warm: ılık, sıcak
Watch: izlemek
Water: su
Weather: hava
Wednesday: Çarşamba
Weekend: hafta sonu
Well: iyi
West: batı
What: ne, hangi
When (Bağlaç): -dığı zaman, -dığında, iken
When (Soru): ne zaman
Where: nerede, nereye
Which: hangi
While: iken
Whose: kimin
Why not? – Niçin öyle değil?, Neden olmasın?
Why: niçin, neden
Will: -ecek, -acak
Win: kazanmak
Windsurfing: rüzgâr sörfü
Winter: kış
Wish: dilek, istek
With: ile, birlikte, -li
Word: kelime
Work: çalışmak
Would like: istemek
Would rather: tercih etmek
Would: -ardı, -ecekti
Write: yazmak
Writer: yazar
Y
Yacht: yat
Year: yıl
Yesterday: dün
Yet: henüz
Your: senin, sizin
2017 2018 8. Sınıf İngilizce dosyalarımıza ulaşmak için TIKLAYINIZ.
Bize destek olmak için, bizi Facebook, Twitter, Google+ ve Pinterest hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.
2017 2018 8. Sınıf İngilizce 6. Ünite Sözlük İNDİR